Sedef Hastalığına Ne İyi Gelir? Nedenleri, Belirtileri, Tedavisi
  1. Anasayfa
  2. Sağlık

Sedef Hastalığına Ne İyi Gelir? Nedenleri, Belirtileri, Tedavisi

Tıp dilinde Psoriasis olarak adlandırılan Sedef hastalığı uzun süreli ve tekrarlayan otoimmün bir hastalıktır. Genelikle sırt, kafa derisi, diz, dirsek, göbek, yüz, el ve  koltukaltı gibi  bölgelerde deri kalınlaşması, kızarıklık, kaşıntı, kabarma ve kabuklanma şeklinde ortaya çıkar. Bir çok insanın muzdarip olduğu bu rahatsızlık için henüz kesin bir tedavi bulunmamakla birlikte bazı bitkisel ve diğer doğal uygulamalarla sedef belirtileri hafifleyebilmektedir. Bu yazımızda “sedef nedir, neden olur, belirtileri nelerdir, sedef hastalığına ne iyi gelir, evde tedavi yöntemleri nelerdir, sedef hastalığına bitkisel çözümler var mıdır” gibi sorularınıza yanıt bulabilirsiniz.

Sedef Hastalığı Nedir ve Neden Olur?

Psoriasis yani sedef hastalığı, bir zamanlar egzama gibi dermatolojik bir durum olarak düşünülmekteydi ama aslında romatoid artrit ve lupus ile daha yakından ilişkili otoimmün bir hastalıktır. Otoimmün hastalıklarda, vücut hücreleri herhangi bir sebepten dolayı kendi kendine saldırmaya başlar. Psoriasis ile saldırının birincil hedefi, epidermis olarak bilinen cildin dış katmanındaki hücrelerdir. Bu saldırı sonucunda deri üstünde plak denilen kuru, kırmızı, pullu yamalar oluşur. Bağışıklık sisteminin bu şekilde arızalanmasına neyin neden olduğu tam olarak belirlenmemiş olsa da, genetik ve çevresel faktörlerin her ikisinin de sedef hastalığında etkisi olduğuna inanılıyor.

Sedef hastalığı, iltihaplanma ile karakterizedir. Enflamasyon, T hücresi adı verilen bir beyaz kan hücresi türünün, vücutta bir yerde hastalığa neden olan bir mikroorganizmayı (patojen olarak adlandırılır) tespit ettiğinde başlar. Patojen tespit edildiğinde, T-hücresi etkilenen dokuya taşınır ve tümör nekroz faktörü (TNF) olarak bilinen enflamatuar bir proteini salgılar.

Sedef hastalığıyla, T-hücreleri aniden ve anlaşılmaz şekilde epidermise taşınır ve TNF’yi vücut saldırı altındaymış gibi salgılar. Bundan sonra oluşan enflamasyonun, epidermisin yaklaşık yüzde 90’ını oluşturan keratinositler olarak bilinen cilt hücrelerinin hiper üretimini uyardığına inanılmaktadır.

Hızlandırılmış keratinosit üretimi, hücrelerin stratum corneum denilen epidermis koruyucu dış tabakadan geçmesine ve kuru, pullu plakların oluşumuna yol açmasına neden olur. Hastalığın daha az yaygın olan diğer formları, irin dolgulu kabarcıkların (püstüler sedef) veya cilt kıvrımlarında (ters sedef) nemli lezyonların gelişimini tetikler.

Genel olarak sedef hastalığının nedenleri şu şekilde sıralanabilir:

  1. Genetik Faktörler- Genetiğin psoriazis gelişiminde merkezi bir rol oynadığına inanılmaktadır. Kesin bağlantı henüz kurulamamış olsa da, bilim adamları bir kişinin hastalık riskini artıran 25’ten fazla genetik mutasyon tespit etmişlerdir. Bunların arasında, CARD14 olarak bilinen bir mutasyonun, plak, püstüler psoriasis ve psoriatik artrit olarak bilinen ilişkili bir hastalıkla kuvvetli bir şekilde bağlantılı olduğu düşünülüyor. (Sedef hastalığında genetik faktörlerin etkisi yüksektir ve bu durum ikizler üzerinde yapılan çalışmalarla da kanıtlanmıştır.)
  2. Risk Faktörlerinin Varlığı– Her ne kadar genetik sedef hastalığında yatkınlık oluştursa da, bir mutasyona (CARD14 mutasyonuna bile) sahip olmanız kesinlikle sedef hastalığına yakalanacağınız anlamına gelmez. Hastalığın gelişmesi için, bilim adamları hastalığı aktive eden çevresel bir tetikleyici gerektiğine inanmaktadır. Bu, kısmen akut bir olayı (parlama olarak da bilinir) tetiklediği bilinen çeşitli koşullar ile kanıtlanır. Bunlar, diğer şeylerin yanı sıra enfeksiyonlar, cilt travması, obezite ve ilaçları içerir.
  3. Enfeksiyonlar– Herhangi bir enfeksiyon tipi sedef hastalığının ortaya çıkmasına veya alevlenmesine neden olabilir. Bu özellikle hemen hemen her zaman bir enfeksiyondan, özellikle de streptekok enfeksiyonundan sonra gelen bir çeşit sedef hastalığı için geçerlidir. Bu tür sedef hastalığı ikinci en sık görülen psöriasis türüdür ve çocuklarda yetişkinlerden daha sık rastlanır. Plak oluşturan sedef hastalığının aksine, enfeksiyon sonrası sedef hastalığı küçük, pembe, gözyaşı damlası şeklindeki lezyonlarla karakterizedir. HIV, sedef hastalığı ile sıkça ilişkilendirilen başka bir enfeksiyondur. HIV’li insanlar genel popülasyondaki insanlardan daha fazla sedef hastalığı yaşar ve hastalığın şiddeti çok daha kötü olma eğilimindedir. Bu, HIV’in zaten işlevsiz bir bağışıklık sistemini daha da baskılaması nedeniyle şaşırtıcı değildir.
  4. Cilt Travması- Derideki herhangi bir travma (kesik, kazıma, cerrahi yara, dövme, yanma veya güneş yanığı dahil) potansiyel olarak hastalığın alevlenmesine neden olabilir. Bu durum, bir travma çizgisi boyunca meydana gelen Koebner Fenomeni olarak bilinir. Bilim adamları bunun neden olduğunu tam olarak anlayamamıştır. Ancak, enflamatuar proteinlerin, (sitokinler) enflamatuar bir yanıtı teşvik eden otoimmün antikorları (otoantikorlar) aktive ettiğinden şüphelenilmektedir.
  5. Obezite– Yapılan araştırmalar obezitenin sedef hastalığı için önemli bir risk faktörü olduğu göstermiştir. Adipoz (yağ depolayan) hücrelerinin aşırı birikiminin sitokinlerin üretimini uyardığı bilinmektedir. Bu cevap, bir kişinin vücut kitle indeksindeki (BMI) artışlarla yakından ilişkilidir. Bir noktada, obezitenin neden olduğu iltihabın, sedef hastalığı semptomlarının patlak vermesine yol açabileceğine inanılmaktadır. Bu, genellikle deri kıvrımlarında (koltuk altı, memelerin altındakiler, kalçalar arasında, kasıkta ya da karın kıvrımlarında) sedef hastalığı şeklinde ortaya çıkar. Bunlar sadece yağ hücrelerinin en fazla biriktiği bölgeler değil, aynı zamanda ciltte sürtme ve sürtünmeye neden olabilecek yerlerdir.
  6. İlaçlar– Bazı ilaçlar sedef hastalığı semptomlarını tetikleyebilir. Bu ilaçlar şu şekilde sıralanabilir:
    • Beta-bloker ve ACE inhibitörleri dahil olmak üzere yüksek tansiyon ilaçları
    • Bipolar bozukluk tedavisi için öngörülen lityum
    • Plaquenil (hidroksiklorokin) ve Aralen (klorokin) gibi bazı hastalık modifiye edici antiromatizmal ilaçlar
    • Genellikle hepatit C tedavisinde kullanılan interferonlar
    • Nonsteroidal antienflamatuar ilaçlar (NSAID’ler)
    • Terbinafin gibi bir antifungal ilaçlar
    • Tetrasiklin antibiyotikler
    • Remicade (infliximab), Humira (adalimumab) ve Enbrel (etanercept) dahil olmak üzere otoimmün bozuklukları tedavi etmek için kullanılan tümör nekroz faktörü-a (TNF-a) inhibitörleri
  7. Sigara– Sigaranın genel sağlığınıza ne kadar zararlı olduğu göz önüne alındığında, sedef hastalığı riskini de arttırması şaşırtıcı değildir. Aslında, Psoriasis dergisinde yayınlanan araştırmalar, günlük içtiğiniz miktarın yeni veya tekrarlayan belirtiler için riskle doğrudan bağlantılı olduğunu göstermektedir.
  8. Stres– Stresin bağışıklık sistemi üzerinde çok büyük bir etkisi vardır ve sedef hastalığının gelişiminde önemli bir rol oynayabilir. Fiziksel stres de (örneğin ameliyat veya doğum) sedef hastalığı için yaygın bir tetikleyicidir. Stres tamamen önlenemese de, düzenli egzersiz, yoga, meditasyon ve derin nefes alma egzersizleri dahil olmak üzere stres kontrolü için uygulayabileceğiniz yöntemler mevcut.
>>   Lenf Drenaj Nedir, Faydaları Nelerdir?

📌 En çok merak edilen sorulardan biri de, “sedef hastalığı bulaşıcı mıdır” sorusudur. Sedef bir çok cilt hastalığının aksine bulaşıcı bir hastalık değildir.

Sedef Hastalığının Belirtileri

Sedef hastalığında cilt genellikle kaşıntılı, beyaz kepeklerle kaplı kızarıklıklar şeklinde kendini gösterir. Vücudun bir çok bölgesinde görülebilir. Sedef hastalığının çeşitleri vardır ve buna göre belirtiler de farklılık göstermektedir. Sedefin genel olarak bilinen 5 çeşidi vardır:

  • Plak tipi psoriasis: En sık görülen sedef çeşididir. Cilt kabarık, iltihaplı, kırmızı ve beyaz pullarla kaplıdır. Vücudun herhangi bir yerinde görülebilir ve bazen oldukça ağrılıdır.
  • Tırnak psoriasisi: Tırnakta çukurlaşmalar, kaşıntı, kalınlaşma, renk ve doku değişikliği gibi belirtiler gösterir.
  • İnvers psoriasis: Genellikle kasık, koltuk altı gibi nemli bölgelerde görülen bu türde, nemden dolayı kabuklanma ve kepeklenme görülmez ama kabarıklık ve kızarıklık oldukça belirgindir. Mantar enfeksiyonlarını tetikleyebilir.
  • Psoriatik artrit: Özellikle eklemlerde iltihaplanma sonucu ağrı, şişme ve şekil bozuklukları görülür. Sıklıkla el ve ayak eklemlerinde tutulmalar yaşanır.
  • Eritrodermik psöriasis: Diğer türlere göre daha nadir görülen bu sedef türü tüm cilt yüzeyini kaplayan iltihaplı lezyonlardır. Kaşıntılı ve ağrılıdır.

Sedef Hastalığı Tedavisi (Doğal, Bitkisel, Tıbbi Tedaviler)

Henüz kesin bir tedavisi olmasa da sedef hastalığı belirtileri için hafifletici bir çok yöntem bulunmaktadır. Şiddetli sedef hastalığı için uygun tıbbi yardımlar alınabilir, ancak hafif semptomlar evde bazı doğal yöntemler ve yaşam tarzı değişiklikleriyle hafifletilebilir.

İşte sedef hastalığına ne iyi gelir sorusu için, belirtileri hafifletmeye ve belki de belirtilerin tamamen ortadan kalkmasına yardımcı olabilecek en etkili tedaviler:

1. Yaşam Tarzı Değişiklikleri ile Sedef Hastalığı Tedavisi

  • Cildinizi her zaman nemli tutun– Kuru cilt sadece rahatsızlığa neden olmaz, aynı zamanda sorunu daha da kötüleştirir. Bulunduğunuz ortamın havasını ve cildinizi mutlaka nemli tutun. Hassas cildinizi düzenli olarak nemlendirmeniz, kaşıntılı plak oluşumunu  önlemeye yardımcı olur.
  • Dengeli beslenme ve besin takviyeleri– Soğuk su balıkları, keten tohumu, kuruyemişler ve omega-3 yağ asitleri, iltihabı azaltma özellikleriyle bilinirler. Bu da sedef hastalığı semptomlarını gidermeye yardımcı olabilecekleri anlamına gelir. Bu tür gıdalara diyetinizde daha fazla yer verin. Ayrıca besin takviyeleri, sedef hastalığı semptomlarının hafiflemesine yardımcı olabilir. Özellikle balık yağı, D vitamini, aloe vera, Oregon üzüm ve akşam çuha çiçeği yağının hafif sedef hastalığı belirtilerine iyi geldiğine dair bazı çalışmalar mevcut. Ancak herhangi bir takviye kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışın. Sağlıklı beslenme, sedef hastalığı belirtilerini ve hatta riskini azaltabilir. Bu nedenle probiyotik içeren gıdalar, lifli gıdalar, antioksidan etkili gıdalar, A vitamini yönünden zengin gıdalar, süt, omega-3 içeren gıdalara diyetinizde bolca yer vermeyi unutmayın!
  • Alkol ve sigaradan uzak durun– Aşırı alkol tüketiminin zararlı etkilerini hepimiz biliyor olsak da, sedef hastaları bu konuya herkesten daha fazla dikkat etmelidir. Çünkü alkol alımı durumlarını daha da kötüleştirebilir. Hatta, 2015 yılında yapılan bir çalışma ile alkolün sedef hastalığının şiddetini arttırdığı kanıtlanmıştır. Aynı şekilde sigara içmenin de sağlığa ciddi olumsuz etkileri vardır, fakat bu kronik hastalıktan muzdarip olanlar için çok daha ciddi sonuçlar yaratabilir. Hatta sadece sigara içmek değil, sigara içilen ortamda durmak dahi hastalığın şiddetini arttırabilir. Bu konuya mutlaka azami özenin gösterilmesi gerekir.
  • Stresten Kurtulun– Stres, kaygı, üzüntü gibi olumsuz duygular sedefi kötüleştirir. Bu nedenle hastaların daha iyi hissetmelerini  sağlayacak şeylere yönelmeleri tedavi için olumlu olacaktır. Günümüz dünyasında stres neredeyse kronik bir durum haline geldi ve her yaştan insanı etkiler oldu. Stresin artışı sedef hastalığı gibi bağışıklıkla ilişkili hastalıkları tetikledi ve bu tür hastalıklarda ciddi artışlar yaşandı.Hatta sedefin en ciddi tetikleyicilerinden birinin stres olduğuna inanılıyor. Bu nedenle stresi en aza indirmenin yollarını bulmak çok önemli. Yüzyıllardır Hint tıbbı ve Ayurveda, meditasyonun stres yönetimi için ne denli önemli ve etkili olduğunu vurguluyor. Yoga gibi meditatif etkisi olan aktiviteler huzursuzluğun azaltılmasına yardımcı olur ve genel zindeliği arttırır, aynı zamanda sakinleştirici etkiye sahiptir.
  • Kimyasal ürünlerden kaçının– Sabunlar, parfümler, kremler, boyalar ve kimyasal içeren diğer bir çok ürün sedef hastalığı belirtilerini ağırlaştırmakla kalmayım, aynı zamanda bu hastalığın ortaya çıkmasına bile neden olabilmektedir. Bu neden bu tür ürünlerden mutlaka kaçınmalı ve hassas ciltlere yönelik doğal içerikli ürünlere yönelmelisiniz.
  • Güneş ve deniz terapisi– Sedef hastalığınız varsa, her gün açık havada biraz zaman geçirmeniz ve denize girmeniz faydalı olacaktır. Güneş ve denizin sedef hastalığının etkilerini azaltma özelliği vardır, ancak güneş ışınlarına maruz kalma süresinin mutlaka kontrollü olması gerekir. Aşırı güneşlenmek sedef döküntülerini arttırabilir. Bu nedenle çok uzun süre kalmamaya dikkat edin ve özellikle güneş kremi sürmeyi unutmayın!
  • Günlük olarak duş alın– Düzenli banyo yapmak cildinizin yatıştırılmasına yardımcı olacaktır. Ancak cildin kurumasına neden olacağından sıcak duştan sakının ve ılık suyla duş alın.
>>   Yürüyüş Yapmanın Kanıtlanmış Faydaları 

2. Sedef Hastalığı İçin Bitkisel Tedavi

Bitkilerin bilimsel olarak hafif sedef hastalığına olumlu etkileri olduğu kanıtlanmıştır. Bu bitkilerden bazılarını aşağıda listeledik.

  • Zerdeçal Zerdeçalın aktif maddesi olan kurkumin vücuttaki iltihabı azaltabilir ve psoriatik artriti de hafifletmeye yardımcı olur. Zerdeçalı yemeklerde kullanabilir, içeceklere katabilir veya takviye formunda kullanabilirsiniz.
  • Aloe vera- Geleneksel tıpta, uzun yıllar boyunca, cilt yaralarını ve hastalıklarını tedavi etmek için aloe vera jeli kullanmıştır. Aloe vera antibakteriyel ve antienflamatuar özelliklere sahiptir. Cildi yatıştırmaya ve enfeksiyonlara neden olabilecek bakterilerle savaşmaya yardımcı olabilirler. Aynı zamanda sedefin neden olduğu kızarıklık, döküntü ve ağrıları hafifletir. Piyasada yardımcı olabilecek birçok çeşit aloe vera kremleri ve jelleri bulunmaktadır. Bunların içeriğinden emin değilseniz, taze aloe vera yapraklarında bulunan jeli de direkt olarak cildinize uygulayabilirsiniz.
  • Çay ağacı yağı– Çay ağacı yağı antifungal, antibakteriyel ve antiviral özelliklere sahiptir ve sedef hastalığı dahil çeşitli cilt rahatsızlıkları için kullanılabilir (bkz.). Ağrı ve kaşıntıyı gidermek için cilde pamuk yardımıyla direkt olarak uygulanabilir.
  • Lavanta yağı– Lavanta yağı antienflamatuar özelliklerle cildi yatıştırmaya yardımcı olur, aynı zamanda cilt hücrelerini yenileyerek iyileşme sürecini hızlandırır.
  • Hindistancevizi yağı– Uçucu bir yağ olmamakla birlikte, uçucu yağlarla birlikte kullanılabilecek en iyi baz yağdır. Esansiyel yağları cilde uygulamadan önce mutlaka baz yağlarla seyreltmelisiniz. Hindistancevizi yağı, anti-enflamatuar etkiye sahiptir ve aynı zamanda cildi nemlendirerek kurumasını önler.

3. Diğer Tedaviler⇓

  • Topikal tedavi: Bu tedavi yönteminde doktorunuzun reçete edeceği krem ve losyonlar doğrudan cilde uygulanır. Hafif sedef semptomları için en uygun tedaviler arasındadır.
  • Fototerapi (ışık tedavisi): Ultraviyole ışık formları ile birlikte bazı durumlarda özel tabletlerin kullanılmasıyla uygulanan bir tedavi şeklidir. Genellikle sedefin çok ciddi boyutlarda olduğu ve diğer tedavi seçeneklerinin yetersiz kaldığı durumlarda fototerapi uygulanır. Ultraviyole ışık sedef hastalığı ile tetiklenen cilt lezyonlarının büyümesini yavaşlatır. Işık tedavisinden sonuç almak için bazen uzun süren seanslar gerekebilir.

Yukarıdaki tedaviler farklı hastalar için farklı etkiler gösterebilir. Sedef hastalığı kronik bir sorundur, kesin bir tedavisi yoktur, ancak bu tedavi yöntemleri sedefle yaşamanızı kolaylaştıracaktır. Bazı bitkiler, küçük yan etkilere neden olabilir ama genellikle güvenlidir. Buna rağmen, herhangi bir tedavi yöntemi denemeden önce mutlaka doktorunuza danışmalısınız.