Alkali Diyet ve Alkali Beslenme
  1. Anasayfa
  2. Beslenme/Diyet

Alkali Diyet ve Alkali Beslenme

Araştırmalar, yüksek alkali gıdaların – örneğin taze sebze, meyve, işlenmemiş bitki ve protein kaynaklı diyetlerin – sağlıklı hücrelerin korunmasına yardımcı olduğunu ve gerekli mineral ve pH seviyesini dengelediğini gösteriyor. Ayrıca alkali diyet, kan damarlarındaki plak oluşumunu önlemeye, kalsiyumun idrarda birikmesini durdurmaya, böbrek taşlarını önlemeye, daha güçlü kemikler oluşturmaya, kas spazmlarını azaltmaya ve çok daha fazlasına yardımcı olur.

Alkali Diyet Nedir?

Alkali diyet, kanınız ve idrarınız da dahil olmak üzere vücudunuzdaki sıvıların pH düzeyini dengelemeye yardımcı olan bir diyettir. PH’ınız kısmen yediğiniz gıdaların mineral yoğunluğuna göre belirlenir. Yeryüzündeki tüm canlı organizmaların sağlığı, pH seviyelerinin korunmasına bağlıdır ve dengeli bir pH’a sahip olan bir vücutta hastalıkların kök salamayacağı düşünülür. Bazı uzmanlar bunu tamamen kabul etmese de, neredeyse herkes sağlıklı bir yaşam için vücutta, yaklaşık 7,365 pH düzeyinin gerekli olduğunu kabul etmektedir.

Peki pH seviyesi ne demek merak ediyor musunuz? pH olarak adlandırılan şey, hidrojen potansiyeli açısından vücut sıvılarının ve dokularının asitliği veya alkalinitesinin bir ölçüsüdür. 0-14 arası bir ölçekte ölçülür. 7 seviyesindeki pH nötr, 7’nin altı asitli ve 7’nin üstü alkali olarak kabul edilir. Ancak en uygun pH seviyesi yaklaşık 7.4 civarında olma eğilimi gösterdiğinden, en sağlıklı pH hafif alkali olandır. pH seviyeleri vücudun her bölgesi için değişkenlik gösterir. Örneğin mide en asidik bölgedir.

Alkali Diyet Nasıl Çalışır?

Alkali-asidik dengesine dair  bazı bilgiler ve alkali diyetin yararları konusunda önemli noktalar:

  • Beslenme konusunda avcı-toplayıcı medeniyetlerden günümüze önemli değişiklikler olduğu düşünülüyor. Tarımsal devrimin ardından son 200 yıldaki gıda tedarikinin kitle sanayiine dönüştürülmesinin ardından yediğimiz gıdalar insan vücuduna zararlı yüksek sodyum ve klorür içermektedir.
  • Böbrekler elektrolit seviyelerimizi (kalsiyum, magnezyum, potasyum ve sodyum düzeylerini) korur. Aşırı asitli maddelere maruz kaldığımızda, bu elektrolitler asitliğe karşı savaşmak için kullanılır.
  • Çoğu çocuk ve yetişkin bugün sadece magnezyum ve potasyum açısından değil, aynı zamanda antioksidanlar, lif ve vitaminlerden çok, yüksek sodyum tüketiyor. Batılı diyetleri rafine edilmiş yağlar, basit şekerler, sodyum ve klorür bakımından yüksektir.
  • İnsan diyetindeki bu değişiklikler, artmış “metabolik asidoz” ile sonuçlandı. Başka bir deyişle, birçok insanın vücudunun pH seviyeleri artık ideal değil. Bu sebeple, pek çok kişi kalitesiz beslenmeden dolayı potasyum ve magnezyum eksikliği gibi problemler yaşamaktadır. .
  • Bu durum, yaşlanma sürecini hızlandırır, organ işlevlerinin kademeli olarak kaybına neden olur, doku ve kemik kütlesi dejenerasyonuna yol açar. Yüksek asitlik seviyeleri kemiklerin, hücrelerin, organların ve dokuların minerallerini atmaya zorlar.
>>   Deniz Yosunu Faydaları ve Kullanımı

Alkali Diyetinin ve Alkali Beslenmenin Faydaları

Alkali diyetin faydaları, daha iyi kalp sağlığı, daha güçlü kemikler, azalmış ağrı ve besin eksikliklerinin tersine çevrilmesini içerir.

1. Kemik Yoğunluğunu ve Kas Kütlesini Korur

Mineral alımınız, kemik yapılarının gelişmesinde ve bakımında önemli bir rol oynar. Araştırmalar, alkalize edici meyve ve sebze tüketiminin, yaşlanmaya bağlı olarak sarkopeni olarak bilinen kas ve kemik kaybını azalttığını gösteriyor. 

Alkali beslenme kalsiyum, magnezyum ve fosfat da dahil olmak üzere yağsız kas kütlesini korumak için önemli olan minerallerin denge oranlarına yardımcı olabilir. Alkali diyet ayrıca, birçok diğer kronik hastalığı hafifletmenin yanı sıra kemikleri de koruyan büyüme hormonu ve D vitamini absorpsiyonu üretimini geliştirmeye yardımcı olur.

2. Alkali Diyet Hipertansiyon ve İnme Riskini Azaltır

Alkali diyetin faydalarından biri de iltihaplanmayı azaltması ve büyüme hormonu üretiminde artış sağlamasıdır. Ayrıca kalp-damar sağlığını iyileştirdiği ve yüksek kolesterol, hipertansiyon, böbrek taşları, inme ve hatta hafıza kaybı gibi yaygın sorunlara karşı koruma sağladığı da bir çok araştırmayla ortaya çıkmıştır.

3. Kronik Ağrı ve İnflamasyonu (iltihaplanma) Azaltır

Metabolik asidoz kronik bel ağrısı, baş ağrıları, kas spazmları, iltihaplanma ve eklem ağrıları gibi bir çok rahatsızlığa  sebep olur. Bir çalışma, kronik sırt ağrısı olan hastalara dört haftalık alkali diyet uygulamıştır. 4 haftanın sonunda 82 hastanın 76’sının ağrıları önemli ölçüde azalmıştır.

4. Vitamin Emilimini Artırır ve Magnezyum Eksikliğini Önler

Birçok kişi magnezyum eksikliği nedeniyle kalp rahatsızlıkları, kas ağrıları, baş ağrısı, uyku bozukluğu gibi problemler yaşar. D vitamini,  genel bağışıklık ve endokrin işlemesi için son derece önemlidir. Alkali diyet, magnezyum ve D vitamini sağlama açısından oldukça etkilidir.

5. Bağışıklık Sistemini Geliştirir ve Kansere Karşı Koruma Sağlar

Hücreler, atıkları uygun bir şekilde atmak için yeterli mineralden yoksun olduklarında vücutta toksinler ve patojenler birikir ve bağışıklık sistemi zayıflar.

İngiliz Radyoloji Dergisinde yayınlanan araştırmalar, kanserli hücre ölümünün alkali bir vücutta daha sık rastlandığını gösterdi. Alkalinite, inflamasyonun azalmasına ve kanser gibi hastalıkların riskini azaltmaya katkı sağlar.

6. Sağlıklı bir Kiloya Sahip Olmanızı Sağlar

Asit oluşturan gıdaların tüketiminin sınırlandırılması ve daha fazla alkali oluşturan gıdaların tüketilmesi, açlığınızı ve yağ yakma yeteneklerini etkileyen leptin düzeylerini ve iltihaplanmayı azaltarak, vücudu obeziteden korur. Alkali beslenme, gerçekte ihtiyacınız olan kalori miktarını almanız için bir fırsattır.

Alkali beslenme nasıl olmalı, neler tüketilmelidir?

Alkali bir diyet için bazı önemli ipuçları:

  • Mümkünse organik alkali gıdalar almaya çalışın. Organik besinler, mineral yönünden yoğun toprakta yetişen sebze ve meyvelerdir ve bu besinler daha fazla alkalinedir.
  • Araştırmalar, bitkilerin yetiştirildiği toprağın vitamin ve mineral içeriğini önemli ölçüde etkileyebileceğini gösteriyor; bu da, tüm “alkali gıdalar”ın eşit özelliklere sahip olmadığını gösteriyor.
>>   Vejetaryen Beslenme İle İlgili Gerçekler vs Yanlışlar

Aşağıdaki ipuçlarını uygulamadan önce pH seviyenizi merak ediyorsanız, eczanelerde satılan şeritlerden satın alarak pH’nı test edebilirsiniz.  Tükürük veya idrarla pH seviyenizi ölçebilirsiniz. Test bandındaki renkleri, test şeridi kitinizle birlikte verilen çizelgeyle karşılaştırın. pH seviyesini test etmek için en uygun zaman, yemekten bir saat öncesi ve yemekten iki saat sonrasıdır.

En İyi Alkali Gıdalar

  • Taze meyve ve sebzeler en fazla alkalinite özelliğine sahip gıdalardır. -Bazı mantarlar, narenciye, kuru üzüm, ıspanak, greyfurt, domates, avokado, siyah turp, salatalık, brokoli, kekik, sarımsak, zencefil, yeşil fasulye, hindiba, lahana, kereviz, kırmızı pancar, karpuz, incir ve olgunlaşmış muz-.
  • Tüm çiğ yiyecekler- Çiğ meyve ve sebzelerin biyojenik veya “yaşam desteği” olduğu söylenir. Pişirme, gıdaların alkalileştirici minerallerini azaltır. Çiğ gıda alımını artırın, pişirmeniz gerekiyorsa hafif bir şekilde buharda pişirin.
  • Bitki proteinleri- Badem, lacivert fasulye, lima fasulyesi ve diğer çoğu fasulye en iyi seçimlerdir.
  • Alkali su- Alkali suyun pH değeri 9 ila 11’dir. Distile (belli ısıda kaynatılmış) su içmek gayet iyidir. Filtrelenen su hafif asidiktir ancak musluk suyu ve şişelenmiş sudan daha iyi bir seçenektir. Suya pH damla, limon veya karbonat eklenmesi alkaliliğini artırabilir.
  • Yeşil içecekler- Yeşil sebzelerden ve otlardan oluşan toz formdaki içeceklere alkali oluşturan gıdalar ve klorofil yüklenir. Klorofil yapısal olarak kendi kanımızla benzerdir ve kanı alkalize etmeye yardımcı olur.

Asiditeye neden olan gıdalar şunlardır:

  • Yüksek sodyum gıdalar: İşlenmiş gıdalar kan damarlarını sıkıştıran ve asidite oluşturan çok fazla sodyum klorür içerir.
  • Etler
  • İşlenmiş tahıllar (mısır gevreği gibi)
  • Yumurta
  • Kafeinli içecekler ve alkol
  • Yulaf ve kepekli ürünler  vücutta asidite oluştururlar.
  • Süt ve süt ürünleri
  • Yer fıstığı ve ceviz
  • Makarna, pirinç, ekmek ve paketlenmiş tahıl ürünleri

Vücudunuzda yüksek asiditeye sebep olan en büyük suçlular ise şunlardır:

  • Alkol ve uyuşturucu
  • Yüksek kafein alımı
  • Aşırı antibiyotik kullanımı
  • Yapay tatlandırıcılar
  • Kronik stres
  • Endüstrileşmeye bağlı gıdalardaki besin değerlerinin düşmesi
  • Diyetteki düşük lif oranları
  • Egzersiz eksikliği
  • Aşırı miktarda hayvan eti tüketimi
  • Ev temizleyicileri, yapı malzemeleri, bilgisayarlar, cep telefonları ve mikrodalgalar tarafından kimyasallara ve radyasyona maruz kalma
  • Gıda renklendiricileri ve gıda koruyucuları
  • Aşırı egzersiz
  • Kirlilik
  • Az çiğneme gibi yanlış yeme alışkanlıkları
  • İşlenmiş ve rafine edilmiş gıdalar
  • Yanlış nefes alma

Bazı gıdalar vücudunuz için oldukça asidik olabilir (yumurta, ceviz gibi), ancak bu besinlerin faydaları da çok fazladır. Bu sebeple bu gıdaları da ölçülü bir şekilde tüketmelisiniz. Önemli olan daha fazla alkali gıdalar tüketerek, vücudunuz için uygun alkali-asidite dengesini tutturmaktır.